Osmanlı Devleti’ne de başkentlik yapmış olan bu tarihi şehre Çorlu’dan saatlik olarak kalkan Özel (VIP) Araçlar ile ulaştık. Edirne geçmişini mimarisine yansıtan bir şehir. Nitekim Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Camii şehir merkezinde tüm heybetiyle yükselmiş duruyor. Selimiye Cami’sinin etrafında kurulan vakıf bünyesinde müze ve Cami’nin tarihini anlatan alanlar mevcut.Tüm alanlara girişler ücretli. Meşhur Caminin içerisine girdiğinizde Mimar Sinan’ın mimari dehası bir kez daha kendisini gösteriyor. Tabi ecdadın yaptığı bu güzel esere günümüz neslinin ne kadar saygı göstermediğini de görüyorsunuz.
Selimiye Camisi
Çünkü cami kesinlikle çok bakımsız. Girişlerde cami ve kutsal alanlara girerken gösterilmesi gereken saygıdan eser yok. Bu derece sahipsizlik ve ilgisizlik karşısından insanın gerçekten içi acıyor.
Caminin içerisinde bir de meşhur ters lale var. Rivayet odur ki zamanında Mimar Sinan camiyi bu alana yapmadan önce bölgede lale bahçesi varmış. Ve bu bahçenin sahibi kadın bir türlü bu alanı vermek istemezmiş. Daha sonra kadın ölünce bu cami yapılmış. Mimar Sinan da bunu caminin içerine işlediği ters lale motifi ile sembolize etmiş.
Ters Lale
Mimar Sinan’ın balmumu heykeli
Şehir eski başkent olunca en büyük İslami motif olan camileri heryerde görebiliyorsunuz. Eski (Ulu) Camii bir başka ünlü cami. Söylenene göre Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmeden önce bu camide bir cuma günü hutbeye çıkarak bunu duyurmuştur. Bundan dolayı da hala cuma hutbelerinde imam minbere kılıç ile çıkıyor.
Edirne Belediye Binası
Daha sonraki durağımız meşhur tava ciğeri yemek için yola koyulmak oluyor. En ünlü olan mekana Aydın Ciğercisine gidiyoruz. Mekanın ünlü olduğunu ünündeki ciğer kuyruğundan da anlayabiliyorsunuz. Ve gerçekten de ciğeri çok iyi yapıyorlar.
Meşhur Tava Ciğeri
Tava Ciğer’in üstüne meşhur Osmanlı macununu değerinden yukarıda bir fiyata aldık.
Osmanlı Macunu
Edirne’de anlatacak çok şey var aslında. Çok eski zamanlarda Avrupa’da akıl hastalarına içine şeytan girmiş muamelesi yapılırken Edirne’de onları müzik ve su sesi ile tedavi eden bie merkez bulunuyor.
Akıl hastalarının tedavisi
Ve tabii ki bir de Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri. Şanslıydık ki güreşlerin olduğu güne denk geldik. Tarihi Kırkpınar meydanına gittiğimizde büyük bir kalabalık ve aynı ölçüde rezillik ve bakımsızlık bizi bekliyordu. Etraftaki dükkanlar sizi nasıl yolabilirler diye ellerinden geleni yapıyorlar. Bir su için bile dünyanın parasını ödeyebiliyorsunuz. Medyadan takip ettiğim kadarı ile güreş için dünyanın parası dökülürken yapılan organizasyonun ne kadar da berbat olduğunu gördüm. Çok kalitesiz ve vasıfsız insanlar görevli olarak konulmuş ve bu cahil insanlarla muhattap olmak zorunda kalabiliyorsunuz. Yine de farklı bir aktivite ve bu ata sporunu izlemekte yarar var.
Tarihi Kırkpınar Meydanı
Sonuç olarak Edirne muhteşem bir şehir ancak kesinlikle hakettiği konumda değil. Daha çok bakıma ve saygıya ihtiyacı var.
Notlar:
- Aydın Ciğercisi’nde tava ciğer yiyin.
- Ters Lale’yi görün.
- Osmanlı Macunu yiyin.
- Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne gidin.
- Eski Hastane müzesini ziyaret edin.
- Kente gösterilen saygısızlığı gözardı edin.